Ali Rıza Özcan

“Ayasofya’nın iç mekânına bambaşka bir güzellik katan büyük levhaların yerinde daha önceleri, 17. yüzyıl hattatlarından Teknecizâde İbrahim Efendi (ö. 1688) tarafından yazılmış ve yine büyük boyda celî sülüs yazılar mevcuttu. Bu yazıların Ayvansarayî’nin “Hadikatü’l-cevâmi” adlı eserinde 1650’de yazıldığı bilgisi mevcuttur.
Teknecizâde İbrahim Efendi’nin yazıları 1733’te elden geçirilerek tamir edilmişti. Bu tarihten sonra geçen 116 yıl içerisinde ise, yazılar iyice fersudeleşmiş ve oldukça yıpranmışlardı. Ayasofya’nın 1847-49 yılları arasında geçirdiği tamir ve restorasyon esnasında yazıların da devrin anlayışına göre yeniden yazılması gündeme gelmiş ve bu görev Kadıasker Mustafa İzzet Efendi’ye verilmişti. Mustafa İzzet Efendi ana kubbede yer alan “Nûr Sûresi- 35. ayet” ile, “Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin” isimlerinden oluşan cihâr-ı yâr-i güzîn takım levhalarını kendi anlayışına göre yeniden yazmıştı.”