Betül GÜNDÜZ*
Hüseyin GÜNDÜZ**
Müslüman sanatkârlar, kutsal kişilerin resimlerini yapmaktan kaçınmışlardır. Dolayısıyla, Hz. Muhammed’in resmini yapmaya birkaç minyatür dışında hiçbir sanatkâr cesaret edememiş ve gerek duymamıştır. Hz. Muhammed’i tasvir eden minyatürlerde de yüzü, peçe ile örtülü bir şekilde resmedilmiştir. Sanatkârlar gerektiğinde O’nu tanıyanların ve görenlerin tariflerinden yola çıkarak Hz. Muhammed’in özelliklerini yazıyla anlatma yoluna gitmişlerdir.
Hilye Arapça bir kelimedir ve “süs, ziynet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz” gibi anlamlara gelmektedir. Hilye-i şerîf, hilye-i nebevî, hilye-i saâdet, ve hilye-i şerîfe gibi isimlerle de anılmaktadır. İslam edebiyatı ve hat sanatında Hz. Muhammed’in fiziksel, insani ve ahlaki özelliklerini, tavır ve hareketlerini anlatan eserlere verilen isimdir.
Hz. Muhammed, kızı Hz. Fâtıma’nın, bir daha yüzünü göremeyeceği endişesini dile getirmesi üzerine damadı Hz. Ali’ye “Hilyemi yaz; benden sonra onu gören, beni görmüş gibi olur” demiştir.
Hat sanatında nesih yazısına yön veren Hattat Hâfız Osman’ın (1642-1698) levha olarak tasarlayıp yazdığı bu metin, günümüze kadar hattatların en çok tercih edip yazdıkları hilye formu olarak benimsenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hilye, süs, Hz. Muhammed, Hâfız Osman, gül
*Arş. Gör., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Tezhip Anasanat Dalı, ORCID: 0000-0003-3443-7393, betul_gunduz@hotmail.com
**Dr. Öğr. Üyesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Hat Sanatı Anasanat Dalı, ORCID: 0000-0001-7455-597, huseyin.gunduz@msgsu.edu.tr