Zaliha Erdoğan PEÇE

Bu çalışmamızda Osmanlı döneminde, geleneksel ikonografiye dâhil olan bir görsel imge kalıbının nasıl bir değişim ve yenilik sürecinden geçmek suretiyle sonraki yüzyıllara aktarıldığını tespit etmeye çalıştık. Bu cevabı bulabilmek adına Osmanlı İmparatorluğu’nda gerek idari, gerek sosyo-kültürel, gerekse sanat alanında değişimlerin yaşandığı 16. ve 18. yüzyıla ait 1579 tarihinde tamamlandığı düşünülen Kıyafetü’l-İnsaniyye fî Şemâili’l-Osmâniyye (TSMK, H. 1563) ile III. Ahmed döneminde (1703-1730) tamamlandığı düşünülen Kebir Musavver Silsilenâme (TSMK, A. 3109) adlı iki ayrı padişah portre albümü içerisindeki Nakkaş Osman ve Levnî’ye ait padişah imgelerini karşılaştırmayı uygun bulduk. Çalışmamız sonunda Kıyafetü’l-İnsaniyye fî Şemâili’l-Osmâniyye adlı eserde Nakkaş Osman tarafından oluşturulup daha sonraki yıllarda diğer nakkaşlar tarafından da devam ettirilen bir padişah portre kalıbının yaklaşık iki yüzyıl sonra Levnî tarafından ne şekilde yorumlanarak Kebir Musavver Silsilenâme’de yer aldığını ve bu doğrultuda geleneksel bir formun, aktarılmış olduğu zamanın ruhunu da barındıracak şekilde nasıl yeni bir forma dönüştürüldüğünü tespit etmeye çalıştık.