Murat KILIÇ*
Geleneksel sanatlarımızın tüm dalları, ağırlıkla İslam tarihiyle birlikte önemli bir gelişim göstermiş olsa da özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlayarak Osmanlı’nın son dönemlerinde estetik, sanatsal ve teknik anlamda çok önemli bir seviyeye ulaşmıştır. Fakat en önemli gelişimini ve dönüşümünü son yüz yıllık süreçte yaşamıştır.
Tüm dünyayla birlikte ülkemizde de Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren başlayan sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte artan refah seviyesinin etkisiyle zaman içerisinde kurumsal ya da bireysel anlamda koleksiyonerlik kavramının ortaya çıkması, bu alanda eser üreten sanatçıların ve atölyelerin ayakta kalmasını, dört başı mamur olmasa da bir sanat piyasası oluşmasını ve bu sayede geleneksel sanatlarımızın Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine kesintisiz biçimde aktarılmasını; devamında ise gelişimini daha da hızlandırarak, sanat piyasasının çok sayıda atölye, sanatçı, yeni sanat eserleri, sanat galerileri, müzayede şirketleri ve koleksiyonerlerden oluşan bir ekosisteme dönüşmesini sağlamıştır.
Makalede bu gelişim ve dönüşüm sürecinin, ülkemizin siyasal, sosyoekonomik ve kültürel değişim ve gelişim süreciyle paralel şekilde geçtiği aşamalara, sanatçılarımızdan başlayarak pazardaki tüm taraflar ve en nihayetinde koleksiyonerler açısından yapılan değerlendirmeler eşliğinde değinilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel Sanatlar, Koleksiyonerlik, Sanat Piyasası, Sanat Eseri Pazarlaması
* Koleksiyoner, ORCID: 0009-0007- 1824-9196, info@ambersanat.com